4 Mayıs 2013 Cumartesi
Zaman Kekemeydi
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan
soytarılar gördük gencömrümüzde
ölüm peşimize düşende bir göçebeydik
suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına
bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı
Rüzgâr suyu soğutsun su terli bedenlerimizi
ve aşkı düşünelim biz, destan yalnızlıkları
konuşursak akşam olur ve yine yağmur yağar
gidersek gülüşler azalır buralarda
kim bulur kayıp adresteki dostları
Bir karanlığa bakıyorum bir de zamana
ay büyüyüp bir gül oluyor ellerinde senin
ve ancak yeni bir yorumu oluyor aşkın
saçlarından sızan bu karanlık yağmur
ayın çağıltısıyla tutuşuyor begonyalar
Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü
çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların
ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru
-Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm
kendimi, seni ve bütün dünyayı
AHMET TELLİ
Yenildik
Yenildik;
Şimdi kim bilebilir zakkumun
O kekre tadını bizim kadar
Tenimize sinmiş sülfür kokusunu
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyar
İntikamcıydı bilim, sezgimizse
Gölgesi sulara vuran bir ceylan
Neyi yaşamışsak ömrümüz diye
Derimize yazdı o vak’anüvis
Kehribar saplı bir hançerle
Kehânet kuyularında sınandık
Terkettiğimiz her şehir yakıldı
Anıtlar dikildi kahhar ve kutsal
Zamansa bir karadeliğe dönüştü
Belleğimizin oksitlenen çöllerinde
Çöl ve moraran cesetler, rüya
Kâbusa dönüyor cinnet saatidir
Coğrafyanın bu yakasında bir halk
Kendi oğullarını boğazlıyor artık
Kûfi bir cesaret oluyor cinnet
Biz keder diyorduk, tarihmiş
Dilimizde işte o kil ve kül tadı
Şimdi kim bilebilir yenilginin
O kekre kokusunu bizim kadar
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyabilir
AHMET TELLİ
Şimdi kim bilebilir zakkumun
![]() |
Ahmet TELLİ |
O kekre tadını bizim kadar
Tenimize sinmiş sülfür kokusunu
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyar
İntikamcıydı bilim, sezgimizse
Gölgesi sulara vuran bir ceylan
Neyi yaşamışsak ömrümüz diye
Derimize yazdı o vak’anüvis
Kehribar saplı bir hançerle
Kehânet kuyularında sınandık
Terkettiğimiz her şehir yakıldı
Anıtlar dikildi kahhar ve kutsal
Zamansa bir karadeliğe dönüştü
Belleğimizin oksitlenen çöllerinde
Çöl ve moraran cesetler, rüya
Kâbusa dönüyor cinnet saatidir
Coğrafyanın bu yakasında bir halk
Kendi oğullarını boğazlıyor artık
Kûfi bir cesaret oluyor cinnet
Biz keder diyorduk, tarihmiş
Dilimizde işte o kil ve kül tadı
Şimdi kim bilebilir yenilginin
O kekre kokusunu bizim kadar
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyabilir
AHMET TELLİ
İmlasız
Hep denedin. Hep yenildin.
Olsun. Gene dene, gene yenil.
S. Beckett
Ayağı kayan bir çocuk
Kadar şaşkınım, bilemedim
Düz yolda yürümenin imlâsını
Kanayan dizlerime bakıp da
Ağlamayı öğrenemediğim gibi
Sevgilisi değildim kadınlarımın
Bir papağan tüneğiydim belki
Ama birkaç sözcük öğrendiysem
Kadınlardan öğrendim, yine de
Bilemedim sevgilim diyebilmeyi
Büyülendim ama büyüyemedim
Aklım ermedi aynalara ve suya
Yüzümü gösterip kalbimi neden
Sakladıklarını öğrenemedim
Şaşkınım, cahilim ben bu dünyada
AHMET TELLİ
Olsun. Gene dene, gene yenil.
S. Beckett
Ayağı kayan bir çocuk
![]() |
Ahmet TELLİ |
Düz yolda yürümenin imlâsını
Kanayan dizlerime bakıp da
Ağlamayı öğrenemediğim gibi
Sevgilisi değildim kadınlarımın
Bir papağan tüneğiydim belki
Ama birkaç sözcük öğrendiysem
Kadınlardan öğrendim, yine de
Bilemedim sevgilim diyebilmeyi
Büyülendim ama büyüyemedim
Aklım ermedi aynalara ve suya
Yüzümü gösterip kalbimi neden
Sakladıklarını öğrenemedim
Şaşkınım, cahilim ben bu dünyada
AHMET TELLİ
Bekle Beni
Karlar tozarken bekle
Ortalık ağarırken bekle
Kimseler beklemezken bekle beni
-K.Simonov
I
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Bahar geldiğinde
kırlara çıkacaksın
dizboyu otlar üstünde
koş koşabildiğince
ve sakın yitirme neşeyi
Kırların sessizliğinde
yüreğinin sesini dinle
ve orada benim için
küçücük bir yer ayır
ve bekle beni küçüğüm
Doğa pervasızdır biraz
bakarsın en olmaz yerde
masmavi bir su fışkırır
ve suyun ışıldayan göğsünde
sevincin nilüferleri
Bahar şaşırtmasın seni
sırtüstü uzan bir gölgeye
suların, kuşların sesini dinle
ve bekle beni orada
döneceğim küçüğüm
II
Mapusane türküleri
hüzünlüdür biraz
belki her dinleyişinde
yüreğin burkulmakta
için sızlamaktadır
Ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
Beş on yıl dediğin
pek kolay geçmeyebilir
üstelik bu savaş
bu kahredici kıyım
bitmeyebilir daha uzun süre
Ama sen sahip çıkarak
yaşama ve sevince
bekle beni küçüğüm
acılar bitecek bir gün
sevgiler çiçek açacak
Mapusane türküleri
hüzünlüyse de biraz
yüreğin burkulmasın
için sızlamasın sakın
ve bekle beni küçüğüm
III
Kış kıyamet bir gün
bakarsın çıkıp gelmişim
varsın azgınlaşsın tipi
ve uğuldayadursun
dışardaki rüzgâr
Sakın şaşırma küçüğüm
üşümüş bir serçe gibi
titremesin ellerin
apansız çıkıp geleceğim
kış kıyamet de olsa bir gün
Uğuldayan bu rüzgâr
bu delice yağan kar
ürkütmesin seni
direnmektir artık
bekleyişin öbür adı
Sen türküler söyle
ve gülümse küçüğüm
çünkü sesinin
ırmağıyla yeşerecek
hasretin bozkırları
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
beke beni küçüğüm
AHMET TELLİ
Ortalık ağarırken bekle
Kimseler beklemezken bekle beni
-K.Simonov
I
Bekle beni küçüğüm
![]() |
Ahmet TELLİ |
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Bahar geldiğinde
kırlara çıkacaksın
dizboyu otlar üstünde
koş koşabildiğince
ve sakın yitirme neşeyi
Kırların sessizliğinde
yüreğinin sesini dinle
ve orada benim için
küçücük bir yer ayır
ve bekle beni küçüğüm
Doğa pervasızdır biraz
bakarsın en olmaz yerde
masmavi bir su fışkırır
ve suyun ışıldayan göğsünde
sevincin nilüferleri
Bahar şaşırtmasın seni
sırtüstü uzan bir gölgeye
suların, kuşların sesini dinle
ve bekle beni orada
döneceğim küçüğüm
II
Mapusane türküleri
hüzünlüdür biraz
belki her dinleyişinde
yüreğin burkulmakta
için sızlamaktadır
Ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
Beş on yıl dediğin
pek kolay geçmeyebilir
üstelik bu savaş
bu kahredici kıyım
bitmeyebilir daha uzun süre
Ama sen sahip çıkarak
yaşama ve sevince
bekle beni küçüğüm
acılar bitecek bir gün
sevgiler çiçek açacak
Mapusane türküleri
hüzünlüyse de biraz
yüreğin burkulmasın
için sızlamasın sakın
ve bekle beni küçüğüm
III
Kış kıyamet bir gün
bakarsın çıkıp gelmişim
varsın azgınlaşsın tipi
ve uğuldayadursun
dışardaki rüzgâr
Sakın şaşırma küçüğüm
üşümüş bir serçe gibi
titremesin ellerin
apansız çıkıp geleceğim
kış kıyamet de olsa bir gün
Uğuldayan bu rüzgâr
bu delice yağan kar
ürkütmesin seni
direnmektir artık
bekleyişin öbür adı
Sen türküler söyle
ve gülümse küçüğüm
çünkü sesinin
ırmağıyla yeşerecek
hasretin bozkırları
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
beke beni küçüğüm
AHMET TELLİ
Akbabalar Kelebekler
Yüreği ağzında bir çocuk
Gibi alırken kalemi elime
Beceriksiz, acemi ve olasıya
Yapayalnızım her defasında
Bu sonuncu olsun diyorum
Ömrümün eksiksiz tek şiiri
Yazılsın artık kırk yaşımın
Ve bir aşkın bittiği bu gece
Akbabalar bin yıl kelebekler
Bir mevsim yaşarlarmış ki aşk
Da kısa ömürlüdür, başlar
Gibi biter yaşanmışsa eğer
Yaşanan ne varsa hoşgörünün
Bir parçasıdır artık ama ben
Yine de yakabilirim bu gece
Bütün anılarımı bir şiir için
Sonra irkiliyorum, anılarım yoksa
Dostlarım da terkedilmiştir yangın
Sürüp dururken yurdumda ki o zaman
Kıymeti harbiyesi nedir bu şiirin
Sabaha karşı dilim paslı
Beynim keçeleşmiştir ve yangın
Yalnızlığıma sıçrarken üşüyor
Bütün sözcükler. Umut yoktur
Yüreğim diyorum, kekeme
Alıngan, serseri yüreğim
Sen nerden bilebilirsin
Bir şiirin nasıl yazıldığını
AHMET TELLİ
![]() |
Ahmet TELLİ |
Beceriksiz, acemi ve olasıya
Yapayalnızım her defasında
Bu sonuncu olsun diyorum
Ömrümün eksiksiz tek şiiri
Yazılsın artık kırk yaşımın
Ve bir aşkın bittiği bu gece
Akbabalar bin yıl kelebekler
Bir mevsim yaşarlarmış ki aşk
Da kısa ömürlüdür, başlar
Gibi biter yaşanmışsa eğer
Yaşanan ne varsa hoşgörünün
Bir parçasıdır artık ama ben
Yine de yakabilirim bu gece
Bütün anılarımı bir şiir için
Sonra irkiliyorum, anılarım yoksa
Dostlarım da terkedilmiştir yangın
Sürüp dururken yurdumda ki o zaman
Kıymeti harbiyesi nedir bu şiirin
Sabaha karşı dilim paslı
Beynim keçeleşmiştir ve yangın
Yalnızlığıma sıçrarken üşüyor
Bütün sözcükler. Umut yoktur
Yüreğim diyorum, kekeme
Alıngan, serseri yüreğim
Sen nerden bilebilirsin
Bir şiirin nasıl yazıldığını
AHMET TELLİ
Öğretmenler
Ben öğretmen Mehmet,
Sen öğretmen Ahmet,
O, öğretmen Cevdet...
Bizden sorulur, yalnız bizden
Bu memleket
Türklüğü
Özgürlüğü
Varlığı
Uygarlığı
Kutluğu
Mutluluğu
Öğreten
Öğretmen Ahmetler, Mehmetler, Cevdetleriz
Herkes yerinde sayarken
Biz ilerleriz
Barışta, savaşta...
Ta başta
İkinci Mehmet’i yetiştiren
Bin dörtyüz elli üç yıl önce
Bizans'a giren
Biziz
Atatürk'ü yetiştirende
Biz
Bu yurt bizden sorulur
Daha pek çok Fatihler
Atatürkler yetiştiririz.
AHMET TAN
3 Mayıs 2013 Cuma
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
AHMET SELÇUK İLKAN
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
AHMET SELÇUK İLKAN
Sen Vurdun da Ben Ölmedim mi?
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün,oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
AHMET SELÇUK İLKAN
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün,oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
AHMET SELÇUK İLKAN
Gözlerin Kal Diyor
Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git
Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git.
Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git
Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git
Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudaklar git
AHMET SELÇUK İLKAN
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git
Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git.
Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git
Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git
Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudaklar git
AHMET SELÇUK İLKAN
Bir Amsterdam
Bir balık lokantasına
girdim amsterdam'da
istridye ahtapot
beyaz şarap felememkti
haritaları çizilmişti masalara
ırak deniz yolculuklarının
en uç acıları
bir su göçmenliğinin
ve cezayirliydi patron
bir bandoneon tangolar çalıyordu
/duydunuz mu astor piazzola'yı(*)
korkunç yalnızdılar
kadınlar vitrinlerinde
ve lâcivert gemici kazağı
örüyordu bir sarışın
bir sudanlı'dan sonra
AHMET SEL
(*) Astor Piazzola: Esmer, kısa ve topaldır. Uzun saçları ve koyu güzelliğiyle yaşar kadınının. Paris'te oturur, çünkü orada ünlüdür. Ayrılıkları, sevdayı, göçmenlikleri iyi bilir. Sahnede o mu bandeneon çalar bandeneon mu onu bilinmez. Ezgiler simuyacısıdır.
Annem
Gözlerimde hicran ırmağı çağlar,
Öksüz kardeşlerim bahtıma ağlar.
Yaralı kalbimi ateşler dağlar.
Serviler altında sen uyuyorken,
Baykuş seslerini ben duyuyorken.
Yıllardır sevgine, sana hasretim,
Hayalimdedir hep o iki yetim.
Allah’a isyandır artık niyetim.
Serviler altında sen uyuyorken,
Baykuş seslerini ben duyuyorken.
AHMET RAUF TANIR
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sevimli Kediler Avcı Biraz üzüm toplayayım... Kuş mu geçti ne? Acelem var uzaktan geliyorum. Üüfff amma uzak... S...
-
Vur ozan tellere özgürcesine Milli egemenliktürküsüdür bu Dinle hak kulak ver Türk’ün sesine Milli egemenlik ülküsüdür bu Sen bize ekm...
-
Atatürk ve İlim Dün işlerimi yetiştiremeyince buraya yazamamıştım. Bugün de şu ana kadar yazma imkanım olmadı. Şimdi ancak oturabildim ...
-
Yarın sabah diyerek işlerimizi sürekli olarak erteleriz sanki yarına çıkacakmışız gibi. halbuki işimizi günü gününe yapsak ne olur. Ama ru...
-
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın (1) Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların Semen-be...