18 Mayıs 2013 Cumartesi
Sokak Feneri
Ölü bir camdan ağlayan korku
İniyor serserî ve boş geceye;
Kaldırımlar bütün sükût, uyku...
Her duvar, her kovukta şimdi niye
Bir büyük göz niyâz eder, ağlar
"Bitsin artık bu gizli şüphe!" diye?
Korkarım... Saklanır heyulâlar...
Bana der: "İşte bir sahîfe, oku,
Sarı gölgemde hasta kalbin var!"
Ölü bir camdan ağlayan korku...
ALİ CANİP YÖNTEM
Eylülün Denizi
Eylülün denizi, niçin gözlerin,
Kapanmış ru'yâsız, boş bir kuyuya?
Daha dün her dalgan gürlerdi derin,
Coşkun bir belâ en gizli kuytuya.
Eylülün denizi, sen şair misin?
Şimdi bir afacan çocuk, bir deli,
Sonra bir kötürüm, sonra bir miskin
İhtiyâr ki bıkmış hayattan belli.
Hani ba'zan senin "Hicrânı unut!"
Diyen mâvi, baygın bakışın vardı.
Hani sis ufuklar uzakta, yâkut
Bir cennetten sana nurlar yollardı.
Dalgalar, ey büyük deniz, dalgalar
Duâlar indirsin sana göklerden.
Benim dalgalarda çarpan kalbim var,
Bir şeyler haykırır uzak bir yerden.
İstersen, öyle pek çılgın olmasın,
Bûseden, hayâlden olsun gözleri.
Yüksek kayalarda irkilen dalgın
Gençlere koynunda aratsın şi'ri.
İstersen, kapansın gökler üstüne;
İstersen, bir tekne parçalanmasın.
Haykırsın kıyıdan bir hasta nine,
Yalnız gözlerini böyle yummasın!
ALİ CANİP YÖNTEM
Uzaktan O Şarkı
Uzaktan bir şarkı dökülüyor
Yarıncıl yanımdaki hüzzam yağmura
Yan masada kalbine kanatlar çizen adam
Ölüyor avucunun içine aldığı
Kadının ojeli parmaklarına
Sigara bulutları altında
Lulu diye seslendiği kadının
Sazlı sözlü gözleri
Bardaktaki yapma karanfillere
Hüzünle yönelen o buğulu bakışı
Daha çok rakının marifeti
Kaçır beni haydut kaçır diyor
Kendi yalnız dağlarına
Yarın bulamayabilirim bu cesareti
Göz göre göre
Bir aşk yeşeriyor yan masada
Dalgınlığıma ver
Bir anı gibi ansızın
Dalmışım da karşıki dağlara
Yarıncıl yanımdaki hüzzam yağmura
Uzaktan o şarkı dökülüyor hâlâ
Hızını alamamış adam yan masada
Yüzünde peş peşe kuş gölgeleri
Gel boşa gitmesin canım ayışığı
üstümüzde diyor kadına
Gözlerimiz ellerimiz ayaklarımızla
Dökülelim birbirimize
Kadınsa işin işçilik kısmında
Ufak bir ağustosböceği gibi habire
Ateş taşıyor bu aşka kanatlarında
Garson
Pardon
Bir aşk yeşeriyor yan masada
Biliyorum bir canlılık geldi
Deminden beri bardaktaki karanfillere
ALİ ASKER BARUT
Kız Kulesi
Denizin ortasında
Uykusu kaçmış bir gemi
Bütün ışıklarını açıyor
Uçaktan çapkın çapkın
Göz kırpıyor deniz feneri
Ay doğuyor, sandallar toplanıyor bir araya
Kaçın burası Üsküdar vapuru
Saat başı görücü gönderiyor
Güvertesinden bir kuşu
Onunsa derdi başka
Bambaşka
Her şairle ayrı
Adı çıktığından beri
ALİ ASKER BARUT
15 Mayıs 2013 Çarşamba
Şanlı Bayrak Altında
Düşündün mü gardaşım, Fatih kimdir, Yavuz kim! ?
Hiç sorun mu burçlara, bayrakları diken kim! ?
İstiklâl Marşımızı yazdıran kim, yazan kim! ?
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Osman Bey nerede yatar, nerede Battal türbesi! ?
Tuna boyu yiğitler, nerede Türk’ün gür sesi! ?
Ezanlar yâ Muhammed bildik İslâm güneşi;
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Mehmet Âkif ERSOY’un yazdığı marşlar ile,
Tarihten geliyorum topyekûn arşlar ile,
Bu vatanı kim bilir, kim bilir kaçlar ile;
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Kulağında bir küpe pâdişahlar takmaz mı! ?
Saçı beline kadar Peygamber uzatmaz mı! ?
Rabbim Mahşer Günü’nde ateşlere atmaz mı! ?
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Bir bayrak bir barak ki, vücuda getiren biz;
Yedi düvel köpeğin dişini dökenler biz;
Ay yıldızlı bayrağı Kur’an’la koruyan biz;
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Mezarlardan kalkarak bir baksa atalarım..
‘Ne yaptın? ’ diye bana bir sorsa atalarım..
Verecek cevabım yok, sırt dönse atalarım...
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Bir daha milletime böyle bir marş diyerek;
İstiklâl Marşımız’ı bir gece yalnız iken,
Bir gece bir gece ki, tüm ışıklar sönerek;
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
Kimbilir hangi yerde yatıyorken cedlerim,
‘Vatan, Millet! ..’ diyerek ölmüş iken cedlerim,
damarımda akan kanda geziyorken cedlerim;
Ben kendimden utandım Çanakkale Marşı’nda;
Başım önde geziyor şanlı bayrak altında...
ALİ ALTINLI
Etiketler:
ALİ ALTINLI,
bayrak,
Şanlı Bayrak Altında,
şiir
Yalnızların Akşamları
Tepelerde donup kalan
Engerek alacasındadır
Yalnızların akşamları
Kadeh diplerinde öyle
Mor bir tortu halindedir
Yalnızların akşamları
Tutuşan pencerelerden
Sigara yakmaları için salt
Yalnızların akşamları
Boynu bükük çocukların
Buruk ve can havli türküsüdür
Yalnızların akşamları
Evde kalmış kız vaktiyle
Tutuklu vaktidir geçmez
Yalnızların akşamları
Yalnızların akşamları
Dedirtmem ben dedirtmem
Benim de akşamımsınız
ALAADDİN SOYKAN
Ay Gömülür
ardından resmin asılır işlek yerlerine kentin
piyangocunun yanında tahta çitlere yakıştırırım
gözlüklüsün, üç yaş büyüksün, rize'de büyümüşsün
başka adını da bilirim, hepsi yalan, o gülmen de
eski, küçük bir limandır gülmen, takalar sığınır
ardından resmin asılır işlek yerlerine kentin
denizle kavgalıdır kayalar, otururum, elim tuzlanır
fırlatırım çakıl taşını, kaç kez sektirebilirim
gömülmesin suya, sen tut, durma sonra bana yürü
bulutların yerini doldurur yürümen, kuşlar kıskanır
ardından resmin asılır işlek yerlerine kentin
birden boşanan yağmurda mağaza diplerindeyken
otobüsten inerken, hiç aklımda yokken karşımdasın
giderayak bir şey derdin, onu söyle işte, sonra sus
ıssız istasyon kampanası susman, yapraklar döker
ardından resmin asılır işlek yerlerine kentin
çardağa çıkarım, ay gömülür çalı çırpılara
tutuşturur sarmaşıkları, seyredişinden alınırım
uzak, içli şarkılar anımsarım, derken dönüp bakman
turaçlar çağırır bakman, bahçemde turunçlar açtırır
resmini astılar işlek yerlerine kentin
çarşı içinde bir zaman daha konuşuldun
su, sarnıçlardan bakraçlara çekiliyordu
güze hazırlanıyordu kızlar, dağlar dalgındı
gençtim, olur olmaz huylanışını sevdim en çok
AKİF KURTULUŞ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sevimli Kediler Avcı Biraz üzüm toplayayım... Kuş mu geçti ne? Acelem var uzaktan geliyorum. Üüfff amma uzak... S...
-
Vur ozan tellere özgürcesine Milli egemenliktürküsüdür bu Dinle hak kulak ver Türk’ün sesine Milli egemenlik ülküsüdür bu Sen bize ekm...
-
Atatürk ve İlim Dün işlerimi yetiştiremeyince buraya yazamamıştım. Bugün de şu ana kadar yazma imkanım olmadı. Şimdi ancak oturabildim ...
-
Yarın sabah diyerek işlerimizi sürekli olarak erteleriz sanki yarına çıkacakmışız gibi. halbuki işimizi günü gününe yapsak ne olur. Ama ru...
-
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın (1) Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların Semen-be...