çanakkale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çanakkale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Bozcaada / Tenedos'tan

         I
O cânım su
Akacak orda
Uzun bir yıl
Uzakta
Akacak orda
O kimsesiz
Ah o yoksul Ayazma'da

Bir uzun yol
Bitmeden
Tükenmeden
Akacak mı dersiniz
Serin
    Soğuk
         Buz

Orda
Ah o ıssız Ayazma'da

Martılar iner
Kargalar savrulur belki

Şimdi açık
Aydınlık
Kız bileklerinden ince
Kız parmaklarından dökülüyor sanki

Bakın
Çınarların çatısı günlük güneşlik
Duru gök baygın
Mavi ipek gömleği yepyeni
Dayayıp kumsala dirseğini
Yaslanıyor yaz ikindisine
Bulut çakılı
Kanat kımıldamıyor
Yaprak bile
Esen yel çatının dallarında
Adımını atmıyor yere

Su
İşte su
Akıyor su
Her şey akıyor suda
Akıp gidiyor zaman
Erişilmez yuvaları kuşların
"Duruyor yerli yerinde"

Uzun bir yıl
Uzakta
Orda
O kimsesiz
Ah o yoksul Ayazma'da
Martılar iner
Kargalar savrulurken
Kız parmaklarından dökülen
O cânım su
Bitmeden tükenmeden
Akacak mı dersiniz
Duracak mı yerli yerinde
Erişilmez yuvaları kuşların

Orda
Ah o ıssız Ayazma'da
Martılar iner
Kargalar savrulurken

           II
Karanlığa kaldık
Dönüşümüz
Akşamı buldu

Işığı yaktım o
Evimiz dedi
Güzel değilmiş o kadar
Gitti pencereyi açtı
Bakındı
Besbelli yoktular

Başka gökyüzü gördüm ben
Bir derginin
Solgun yapraklarında
Bir çiçeğin kuru yapraklarında
Bakışının
Düşen yapraklarında
Bir başka

Çın çın bir gökyüzü gördüm ben
Gözlerini yere indirirken

Birlikte bırakmıştır orda
Ah orda
Yıldızları çılgın Bozcaada
Tenedos'ta

Ta nerelere geldi
Martılar peşimizden

            ARİF DAMAR

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Çanakkale Klibi

Memleketim Çanakkale'yi  Çanakkale görüntüleriyle anlatan çok güzel bir klip. Söze gerek yok dinleyin ve izleyin yeter...


25 Mayıs 2013 Cumartesi

Çanakkale Savaşı

Gelmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale Savaşı
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.

Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.

On Sekiz Mart Zaferi’ni,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.

Türk’ün göğsü, Türk’ün kolu,
Çanakkale'de Topçular
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.

Akan kanlar dönse sele,
Conkbayır’ı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.

Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türk’ün yeri
Çanakkale geçilemez.

              ALİ OSMAN ATAK

6 Nisan 2013 Cumartesi

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nde Koca Seyyid'in Katkısı Yok mu?



Koca Seyyid 280 kg. topu bir hamlede kaldırdı ve... Düşman zırhlısını batırdı,, diye hikayeler duyarsınız... Gerçekten bunun aslı var mı? O tarihlerde 280 kg bir top mermisi Türk askeri envanterinde yokmuş. En ağır top 215 kg. imiş.
Hatta Kültür Bakanlığının Çanakkale turist rehberlerine dağıttığı kılavuzda Koca SEYYİD'in adı bile çıkarılmış. Türk topçusu yüzlerce top atmış, bunların hangisi düşman gemisini vurmuş belli değil!..
Bir de Peygamberimiz Çanakkale'ye savaşmaya gitmiş!! Delil mi; Güya onun mezarında pinekleyen bir mezarcı /ölü sevici o günlerde Peygamberimizi görememiş! Yahu bunlara şunu sormak lazım; Peygamberimiz Uhud Savaşında ordunun başında iken, sahabesi de asker iken yenildi! 
Yine Onun gönderdiği ordu Mute'de de yenildi. Yani; sağ iken ordusuna yardım edemedi! Öldükten sonra nasıl yardım edebilecek?
Şunu da sormak lazım; Peygamberimiz Çanakkale'de savaştıysa 250 bin (ya da 58 bin) şehit neden verdik! 
KAHRAMANLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM, EYVALLAH! LAKİN HURAFELERE DEĞİL! UNUTMAYALIM; SAVAŞLAR ERKEKLER GİBİ DÖVÜŞEREK KAZANILIR! PREVEZE'Yİ KAZANDIYSAK SADECE İMAN KUVVETİYLE DEĞİL, TOPLARIMIZIN MENZİLİ ONLARINKİNDEN DAHA UZUN OLMASIYDI..BARBAROS HAYREDDİN'İN ATTIĞI MERMİLER ADREA DORİA'NIN TAM TEPESİNE DÜŞERKEN, ONLARINKİLER BİZİM ÖNÜMÜZE, CUF DİYE SUYA DÜŞÜYORDU.


Sadettin MERDİN

9 Mart 2013 Cumartesi

Gelibolu Yarımadası


Gelibolu Yarımadası,
Kanımızın son damlası
Bir zafer hatırası gönüllerde.

Bir zafer güneşi ki
Almaz hiçbir tarih sayfası
Hiçbir kalem yazmaz.
Kanımızın son damlası
Mürekkep olmadıkça kalemlerde.
Kalemlerde biziz inanç damlası.

Gelibolu Yarımadası
Cihan Haritası
Nabız nabız sende atar
Sende yiğitler yatar, yüz binlerce
Yüz binlerce daha ihtiyaç varsa
Sana şehidiz, GELİBOLU YARIMADASI...

                  AHMET KAŞIKÇI

12 Şubat 2013 Salı

ÇANAKKALE'NİN ÖLMEZ HATIRALARINDAN NAMAZ (*)


İngiliz’in vakit vakit gemilerden, siperden
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü.
Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden
Birden bire gözlerime büyük bir şey göründü.

Böyle büyük gibi görünen şey küçücük bir insandı
Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı.

Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçerler
Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken..
Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer
Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden..

Kendisine süngüsünden bir mihrapçık kurmuştu.
Sonra onun karşısına namazına durmuştu.

Ne havada ıslık çalan.. ve düştüğü yerlere
Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler..
Ne semada ifrit gibi vızıldayan tayyare…
Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder

Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi
Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz, sessizdi!

Potinleri yanındaydı… Onun büyük saygısı
Kunduralı ibadeti görmüyordu muvafık.
Böyle temiz bir yüreğin bütün işi, kaygısı
Elbet Hakk’ın rızasına olmalıydı mütabık.

Kuru toprak üzerinde kundurasız kılınan
Bu namazın pek uygun bir kubbesiydi asuman

Bir çam ona gölgesinden yapmış idi seccade
Sanki Tekbir alıyordu, vakit vakit top sesi..
Gözlerinin sade akı beyaz kalan yüzünde
Parlıyordu, o sarsılmaz imanın gölgesi

Bir müslüman nasıl olur? Bu levhadan anladım.
Hürmetlerle yavaş yavaş sokuldum beş on adım

Başındaki kabalağın gölgesine gömülen
Süzük gözler dikilmişti o süngüden mihraba
Hakk’ın büyük divanında eli bağlı dururken
Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba.

Allah Allah, bu ne yüksek bir imandır Ya Rabbi
Bir müslüman ne büyük bir kahramandır Ya Rabbi

Kahramandır çünkü toplar etrafında patlarken
Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı.
Dört yanına ateş saçan, türlü türlü afetten
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı.

Onun böyle tevekkülü bana pek çok dokundu
Yüreğimi bir şey ezdi… İki gözüm sulandı.

Ey madeni İngilizler! Daha varsa getirin
İnsanları, küme küme öldürecek şeyleri…
Getirin de şu cenneti, cehenneme çevirin
Bak onlar korkutur mu, bir müslüman neferi?
 
Bunu hala anlamıyor ne Hamilton ne Grey
Müslümanı korkutamaz Allah’ından başka şey.

Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından
Sağa sola selam verdi, namazını bitirdi.
Sonra biraz kımıldadı.. Ellerini-Yaradan
Tanrısına dua için – Gökyüzüne çevirdi.

Şimdi artık Allah’ına döküyordu derdini
Gözlerini kapamıştı.. Unutmuştu kendini

Tanrısına karşı boynu bükük duran bu nefer
Korku bilmez bir yiğitti… Hürmetlerle eğildim…
Duasına mutlak “amin” diyorlardı melekler.
Kendimi pek fazla gördüm, usul usul çekildim!

Ben giderken kulağıma değdi onun sadası:
(Allahümme salli ala seyyidina…) duası (**)

Çekilmiştim fakat hala geriye
Bakıyordum ne yapıyor o diye
Ben merakla, böyle durup bakarken
O doğruldu silkinerek yerinden
Tanrısıyla hesabını bitirdi
Süngüsünü kılıfına geçirdi
Gidiyordu.. arkasından seslendim
Dönüp, baktı cevap verdi: - Efendim
- Uğur ola, acelen ne hemşerim
 Biraz eğlen, gel cigara içelim
- Yok efendi affedersin işim var
Öyle çokluk eğlenemem vakit dar
- Adam sen de ne olurmuş, gel biraz
Şuracıkta oturalım..
- Olamaz.
Sonra belki yetişemem nöbete.
Burdan daha epey sürer şu tepe
Başka vakit görüşürüz İnşallah
- Selametle koç yiğidim Eyvallah
Fakat barı, şu paketi olsun al
- Eksik olma, tütün içmem, hoşça kal
- Bir söz daha: Neredesin?
- İleride
Kanlı sırtın önündeki siperde..
Böyle deyip şahin gibi süzüldü,
Sanki bir aslandı çözüldü.
Kanlı sırtın önlerinde eğlenirmiş bu aslan
Fakat bilmem bu toprağın kansız yeri neresi
Düşmanlar da şahittir ki, seller gibi çağlayan
Türk kanıyla yoğrulmuştur bütün dağı, deresi

Sen de işte o fedakar erlerdensin Ey yiğit!
Vazifen pek mukaddestir, ama durma hadi git

Adı neydi nereliydi? Soramadım kendine
Fakat onun Türk olduğu lisanından belliydi
Adı Mehmed Ya Ahmed’miş anlamağa hacet ne?
Oradaki yiğitlerin hepsi de bir halliydi.

Hepsi dindar, hepsi nazik, hepsi tosun, hepsi merd
Hepsinde de (düşman kini) bir onulmaz acı derd.

Selam size Ey Bursa’nın, Ankara’nın, Konya’nın…
Vatan için ölümleri şeref bilen evladı
Emin olun, sizden akan bir damlacık al kanın
Elemiyle bir milletin bütün ruhu kanadı.

Şimdi hala nerde görsem kabalaklı bir asker
Hatırıma gelir hemen namaz kılan o nefer.

                               AHMED NEDİM


(*) Şiirin birinci bölümü, Harp Mecmuası, Sayı: 4, s. 56-57'de tamamı Yeni Mecmua'nın 1915 Martında yayımlanan Fevkalade Nüshasında yayımlanmıştır.
(**) Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kema salleyte alâ İbrahime ve alâ İbrahime inneke hamidan mecid. ANLAMI: Allah'ım, Muhammed'e ve O'nun evlad ve yakınlarına, İbrahim ve evladına rahmettiğin gibi, rahmet. Muhakkak ki Sen, övülmeğe layık ve şanlısın. 
Kasım 1331 (1915)


Popüler Yayınlar