I
Bu şehir seni de bilir sevgilim, beni de
bizim onu bildiğimiz kadar.
Bu şehrin gündüzleri görmedi mi?
Kırlarında öpüştüğümüzü,
gazinolarında içtiğimizi,
parklarında gezdiğimizi.
II
Bu şehrin geceleri de bilir, gündüzleri kadar sevgilim:
Kocandan ayrı zamanlarını koynumda geçirdiğini.
III
Bizden, bizi daha iyi bilir
Seni benden, beni senden ayıran - bu şehir!
AVNİ DÖKMECİ
şiir antolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir antolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Ekim 2013 Perşembe
Türkü
Ağlayan bir söğüt var
Geceleyin hahçemde
Ağlar avuntusuzca
Ağlar söğüt kederle
Ama sabah olup da
En güzel kız doğunca
Kurutur o yaşları
İpekten saçlarıyla
AVEDİK İSAHAGYAN
Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU
Geceleyin hahçemde
Ağlar avuntusuzca
Ağlar söğüt kederle
Ama sabah olup da
En güzel kız doğunca
Kurutur o yaşları
İpekten saçlarıyla
AVEDİK İSAHAGYAN
Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU
Anne
Bütün bir hafta, aralıksız
Annemin görüntüsü geçti gözlerimden
Kolunda ağır çamaşır sepeti
Çatı katına tırmanırken
Ve ben yaramaz, delişmen çocuk
Bağırır, tepinirdim yerimde
Bıraksın da koca sepeti
Çatıya beni taşısın diye
O, söylenmeden, bana bakmadan
Çıkar, sererdi çamaşırları
Göz kamaştıran aklıkta çamaşırlar
Sallanır, döner, hışırdarlardı.
Ağlamak için çok geç şimdi;
Annemi uçuşan kır saçlarıyla
Görüyorum gökyüzü sonsuzluğunda
Göğün suyuna katarken çivitini...
ATTİLA JÒZSEF
Çeviren : Ataol BEHRAMOĞLU
Annemin görüntüsü geçti gözlerimden
Kolunda ağır çamaşır sepeti
Çatı katına tırmanırken
Ve ben yaramaz, delişmen çocuk
Bağırır, tepinirdim yerimde
Bıraksın da koca sepeti
Çatıya beni taşısın diye
O, söylenmeden, bana bakmadan
Çıkar, sererdi çamaşırları
Göz kamaştıran aklıkta çamaşırlar
Sallanır, döner, hışırdarlardı.
Ağlamak için çok geç şimdi;
Annemi uçuşan kır saçlarıyla
Görüyorum gökyüzü sonsuzluğunda
Göğün suyuna katarken çivitini...
ATTİLA JÒZSEF
Çeviren : Ataol BEHRAMOĞLU
Etiketler:
anne,
ATTİLA JÒZSEF,
şiir,
şiir antolojisi
Ben Sana Mecburum
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki Haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
ne vakit
bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
ATTİLA İLHAN
Bekle Beni Bir Akşam Alacasında
Irmaklar çoğalır gözlerimde
Soluğum eritir dağları
Sen kuşanıp sevgiyi
Düşünce yola.
Kara giysileri çıkar üstünden
Bak, beşinci mevsimi göveriyor yaşamın
Boynuna kızıl fularını dola.
Çıkıp geleceğim karanlık dehlizlerden
Kırarak bileklerimdeki zincirleri
Sen başını dik tut sevgilim
Sabrın gülünü sula.
Dayanılmaz değildir hiçbir ayrılık
Yeter ki tutsak alınmasın yürekler
Geliriz üstesinden bu acının da.
Buruk bir özlemle değil
Gülen bir yürekle bekle beni
Geleceğim
Bir akşam alacasında.
ATTİLA ASUT
Soluğum eritir dağları
Sen kuşanıp sevgiyi
Düşünce yola.
Kara giysileri çıkar üstünden
Bak, beşinci mevsimi göveriyor yaşamın
Boynuna kızıl fularını dola.
Çıkıp geleceğim karanlık dehlizlerden
Kırarak bileklerimdeki zincirleri
Sen başını dik tut sevgilim
Sabrın gülünü sula.
Dayanılmaz değildir hiçbir ayrılık
Yeter ki tutsak alınmasın yürekler
Geliriz üstesinden bu acının da.
Buruk bir özlemle değil
Gülen bir yürekle bekle beni
Geleceğim
Bir akşam alacasında.
ATTİLA ASUT
Gazel (Cismimi Hâk Eyledin)
Cismimi hâk eyledim hâk üzre cevlânın görüp
Sînemi çâk eyledim çâk-i girîbânın görüp(1)
Sâye âsâ kendimi yerden yere çaldım heman
Pertev-i mihr-i ruhun serv-i hırâmânın görüp(2)
Mest-i aşkım ihtiyarım kalmadı kan ağlarım
Sâkıyâ sâgarda aks-i lâ'l-i handânın görüp(3)
Derd-i aşk ile Atâyî şöyle oldun haste-hal
Hep dağıttık kendimiz zülf-i perîşânın görüp(4)
ATAYİ
Günümüz Türkçesiyle:
1-Senin toprak üstünde dolaştığını görüp vücudumu toprak ettim; yakanın yırtmacını görüp bağrımı yırttım.
2-Yanağının güneşinin ışığını ve salınan selvini (yani: selvi boyunu) görüp kendimi gölge gibi hemen yerden yere çaldım.
3-Aşk sarhoşuyum kendime hâm değilim; ey sâki! Kadehte senin lâ'l dudağının aksini görüp kan ağladım.
4-Atâyî! Aşk derdiyle öyle hasta halli oldun ki, senin perişan saçını görüp hepimiz kendimizi dağıttık. (perişan olduk.)
Sînemi çâk eyledim çâk-i girîbânın görüp(1)
Sâye âsâ kendimi yerden yere çaldım heman
Pertev-i mihr-i ruhun serv-i hırâmânın görüp(2)
Mest-i aşkım ihtiyarım kalmadı kan ağlarım
Sâkıyâ sâgarda aks-i lâ'l-i handânın görüp(3)
Derd-i aşk ile Atâyî şöyle oldun haste-hal
Hep dağıttık kendimiz zülf-i perîşânın görüp(4)
ATAYİ
Günümüz Türkçesiyle:
1-Senin toprak üstünde dolaştığını görüp vücudumu toprak ettim; yakanın yırtmacını görüp bağrımı yırttım.
2-Yanağının güneşinin ışığını ve salınan selvini (yani: selvi boyunu) görüp kendimi gölge gibi hemen yerden yere çaldım.
3-Aşk sarhoşuyum kendime hâm değilim; ey sâki! Kadehte senin lâ'l dudağının aksini görüp kan ağladım.
4-Atâyî! Aşk derdiyle öyle hasta halli oldun ki, senin perişan saçını görüp hepimiz kendimizi dağıttık. (perişan olduk.)
19 Ekim 2013 Cumartesi
Bebeklerin Ulusu Yok
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Başlarını tutuşları ayni
Bakarken gözlerinde ayni merak
Ağlarken ayni seslerinin tonu
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Güllerin en hası, en goncası
Sarışın bir ışık parçası kimi
Kimi kapkara bir uzum tanesi
Babalar, çıkarmayın onları akıldan
Analar, koruyun bebeklerinizi
Susturun susturun söyletmeyin
Savaştan, yıkımdan söz ederse biri
Bırakalım sevdayla büyüsünler
Serpilip gelişsinler bir fidan gibi
Senin benim hiç kimsenin değil
Bütün bir yeryüzünündür onlar
Bütün insanlığın gözbebeği
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok,
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Ve geleceğimizin biricik umudu.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bebeklerin ulusu yok
Başlarını tutuşları ayni
Bakarken gözlerinde ayni merak
Ağlarken ayni seslerinin tonu
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Güllerin en hası, en goncası
Sarışın bir ışık parçası kimi
Kimi kapkara bir uzum tanesi
Babalar, çıkarmayın onları akıldan
Analar, koruyun bebeklerinizi
Susturun susturun söyletmeyin
Savaştan, yıkımdan söz ederse biri
Bırakalım sevdayla büyüsünler
Serpilip gelişsinler bir fidan gibi
Senin benim hiç kimsenin değil
Bütün bir yeryüzünündür onlar
Bütün insanlığın gözbebeği
İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok,
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Ve geleceğimizin biricik umudu.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Vatan İçin
Vatan için boz atlara atlayıp
Hücumlarda düşman kıran biz olduk.
Cumhuriyet bayramını kutlayıp
Elli sene evvel kuran biz olduk.
Vatan için Sakarya’da vuruşan,
Şehit olmak için önde yarışan,
Kılıç elde Akdeniz’e erişen
Zalimlere hesap soran biz olduk.
Vatan için demokrasi kuruldu.
Milyonlarca Türk’ün fikri soruldu.
Oy dediler,seçim mührü vuruldu
Meclislere zinde giren biz olduk.
Vatan için barış yolu seçerim,
Gençliğimle birlikte andı içerim.
Çok yakında elliyi de geçerim
Kırk milyona bugün varan biz olduk.
Vatanıma çatanlara kızarım,
Saldıranın fiyakasını bozarım.
Divaniyim,destanımı yazarım
Tarihlere kıymet veren biz olduk
AŞIK ZÜLFİKAR DİVANİ
Hücumlarda düşman kıran biz olduk.
Cumhuriyet bayramını kutlayıp
Elli sene evvel kuran biz olduk.
Vatan için Sakarya’da vuruşan,
Şehit olmak için önde yarışan,
Kılıç elde Akdeniz’e erişen
Zalimlere hesap soran biz olduk.
Vatan için demokrasi kuruldu.
Milyonlarca Türk’ün fikri soruldu.
Oy dediler,seçim mührü vuruldu
Meclislere zinde giren biz olduk.
Vatan için barış yolu seçerim,
Gençliğimle birlikte andı içerim.
Çok yakında elliyi de geçerim
Kırk milyona bugün varan biz olduk.
Vatanıma çatanlara kızarım,
Saldıranın fiyakasını bozarım.
Divaniyim,destanımı yazarım
Tarihlere kıymet veren biz olduk
AŞIK ZÜLFİKAR DİVANİ
18 Ekim 2013 Cuma
Aldanma Cahilin Kuru Lafına
Aldanma
cahilin kuru lafına
Kültürsüz
insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın
her tarafına
Arzusu hedefi
yolu yalandır
Kar suyundan süzen
çeşme göl olmaz
Gül dikende
biter diken gül olmaz
Dız dız eden
her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının
balı yalandır
İnsan bir deryadır
ilimle mahir
İlimsiz insanın
şöhreti zahir
Cahilden
iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli
hali yalandır
Cahil okur
amma alim olamaz
Kamillik
ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin
halka yaramaz
Sonra sana
derler deli yalandır
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Ağlayı Ağlayı Vardım Pınara
Ağlayı ağlayı vardım pınara
Kirli yağlığımı yuvermediler
Herkes destisini doldurdu çıktı
Bana da bi damla su vermediler
Elimde bir kadeh vardım kurnaya
hücum eylediler bana vurmaya
Elimdeki kadehimi kırmaya
Tutular bir kaçı koyvermediler
Al bu kadehini kaldır dediler
Gözünun yaşıyla doldur dediler
Bir fincan su verdik bildir dediler
Sanki ya verdiler ya vermediler
Çalıştım kadehim dolduramadım
Kimseye halimi bildiremedim
Gönlümün arzusunu aldıramadım
Dileğim hekime deyvermediler
Veysel bu sitemler canımı yaktı
Güzellerde eda yoktur naz kalktı
Herkes uç beşini aldı bıraktı
Beni de bir kere evermediler
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Kirli yağlığımı yuvermediler
Herkes destisini doldurdu çıktı
Bana da bi damla su vermediler
Elimde bir kadeh vardım kurnaya
hücum eylediler bana vurmaya
Elimdeki kadehimi kırmaya
Tutular bir kaçı koyvermediler
Al bu kadehini kaldır dediler
Gözünun yaşıyla doldur dediler
Bir fincan su verdik bildir dediler
Sanki ya verdiler ya vermediler
Çalıştım kadehim dolduramadım
Kimseye halimi bildiremedim
Gönlümün arzusunu aldıramadım
Dileğim hekime deyvermediler
Veysel bu sitemler canımı yaktı
Güzellerde eda yoktur naz kalktı
Herkes uç beşini aldı bıraktı
Beni de bir kere evermediler
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
17 Ekim 2013 Perşembe
6 Ekim 2013 Pazar
Ben Giderim Sazım Sen Kal Dünyada
Ben giderim sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lâl olsun dillerin söyleme yâda
Garip bülbül gibi ah ü zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et beni unutma
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı
Söyle doğrusunu gel inkar etme
Benim her derdime ortak sen oldun
Ağlarsam ağladın gülersem güldün
Sazım bu sesleri turnadan m’aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara
Yanından göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
Sen petek misali Veysel de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lâl olsun dillerin söyleme yâda
Garip bülbül gibi ah ü zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et beni unutma
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı
Söyle doğrusunu gel inkar etme
Benim her derdime ortak sen oldun
Ağlarsam ağladın gülersem güldün
Sazım bu sesleri turnadan m’aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara
Yanından göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
Sen petek misali Veysel de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Aşık Veysel'in Son Şiiri
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehir ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Esim dostum yavrularım
İste benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehir ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Esim dostum yavrularım
İste benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Anama
Dokuz ay koynunda gezdiridi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Doğurmuştu beni Sivas ilinde
Sivralan köyünde tarla yolunda
Acığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam
Ben yürürdüm am bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar düverdi
Hemen kucaklardı okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam
Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur dedi
Vatan sevgisini giyiiti anam
Tükenmez borcum var anama benim
Onun varlığından ıldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam
Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı, beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu, öğretti, büyüttü Anam
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Doğurmuştu beni Sivas ilinde
Sivralan köyünde tarla yolunda
Acığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam
Ben yürürdüm am bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar düverdi
Hemen kucaklardı okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam
Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur dedi
Vatan sevgisini giyiiti anam
Tükenmez borcum var anama benim
Onun varlığından ıldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam
Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı, beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu, öğretti, büyüttü Anam
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Allah Birdir Peygamber Hak
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürd’ü Türk'ü ve Cerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Kuran'a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp irk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Bin bir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne Kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinde hem elinden
Hayır ve ser emelinden
Hakikat bunun burası
Su alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir var varası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası...
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürd’ü Türk'ü ve Cerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Kuran'a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp irk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Bin bir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne Kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinde hem elinden
Hayır ve ser emelinden
Hakikat bunun burası
Su alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir var varası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası...
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Ala Gözlü Benli Dilber
Ala gözlü benli dilber
Bir gün gelsen bize doğru
Seni sevdim can ü dilden
Çekme kendini naza doğru
Ne pervam var ne de perdem
Sanma beni hali bir dem
Söyler seni teller her dem
Kulak versen saza doğru
Aşığa zülfükar isen
Gülşende güle zar isen
Hakikatli bir yâr isen
Ben geleyim size doğru
Gönülleri bir edelim
Gayrileri biz nidelim
İkimiz de bir gidelim
Yürüyelim ize doğru
Bir gün için feryadı zar
Bülbül eder her dem seher
Aç sinemi gel gör ne var
Arttı derdim yüze doğru
Kafi derdim bir derd katma
Veysel’i yabana atma
Kerem eyle çok uzatma
Kavuşalım yaza doğru
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Bir gün gelsen bize doğru
Seni sevdim can ü dilden
Çekme kendini naza doğru
Ne pervam var ne de perdem
Sanma beni hali bir dem
Söyler seni teller her dem
Kulak versen saza doğru
Aşığa zülfükar isen
Gülşende güle zar isen
Hakikatli bir yâr isen
Ben geleyim size doğru
Gönülleri bir edelim
Gayrileri biz nidelim
İkimiz de bir gidelim
Yürüyelim ize doğru
Bir gün için feryadı zar
Bülbül eder her dem seher
Aç sinemi gel gör ne var
Arttı derdim yüze doğru
Kafi derdim bir derd katma
Veysel’i yabana atma
Kerem eyle çok uzatma
Kavuşalım yaza doğru
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
27 Eylül 2013 Cuma
Ağlayalım Atatürk'e
Ağlayalım Atatürk'e
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk'e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk'ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön'İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkantla Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk'e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk'ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön'İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkantla Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU
Cumhuriyet
Güneş gibi ışık olduk
Var olasın Cumhuriyet
Her işine aşık olduk
Var olasın Cumhuriyet
Vücuttaki kanımızı
Kutsal olan dinimizi
Sen eyledin canımızı
Var olasın Cumhuriyet
Güneş oldun başımıza
Toprak ile taşımıza
Erdik, ekmek aşımıza
Var olasın Cumhuriyet
Atamızdan armağansın
Seviyoruz yadigarsın
Halkımıza vefakarsın
Var olasın Cumhuriyet
Der ummanı geldik coşa
Türkiye’miz baştan başa
Bayrağınla sonsuz yaşa
Var olasın Cumhuriyet
AŞIK UMMANİ ŞERAÇ
Var olasın Cumhuriyet
Her işine aşık olduk
Var olasın Cumhuriyet
Vücuttaki kanımızı
Kutsal olan dinimizi
Sen eyledin canımızı
Var olasın Cumhuriyet
Güneş oldun başımıza
Toprak ile taşımıza
Erdik, ekmek aşımıza
Var olasın Cumhuriyet
Atamızdan armağansın
Seviyoruz yadigarsın
Halkımıza vefakarsın
Var olasın Cumhuriyet
Der ummanı geldik coşa
Türkiye’miz baştan başa
Bayrağınla sonsuz yaşa
Var olasın Cumhuriyet
AŞIK UMMANİ ŞERAÇ
Bayraksızlar!
Bayraksızlar bayraksızlar
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar
Ne olurdu yazmasaydım
Ben bu kara yazıyı
Bilmeseydi namert soysuz
İçimdeki sızıyı
Yıldızların isyanı var
Hilâl taşıyan felek
Damla damla kan akıyor
Delik deşik bu yürek
Al rengine kara bağlar
Yastadır deli gönül
Aşık'ın olmuşum senin
Hastadır deli gönül
Renginde şehitlik gizli
Hilâlinde mana var
Yüreğimde saklamışım
Kurbanında kına var
Toprağa düşse yiğit
Ölüm güç verir bize
İnancıma teslim oldum
Zulüm güç verir bize
Uğrunda ölen yiğit
Kim ne bilsin ne kadar
Geriye ne can kaldı
Hepsini kurban adar
Yamacında gezindiğin
Şimdi dağlar ağlasın
Bayrağım hançerlendi
Şimdi çağlar ağlasın
Bayrak yere düşerken
Alkışlayan piçleri
Kahredecek Türk milleti
Destek veren güçleri
Susmayın ey milletim
Bayraksızda ar olmaz
Susar ise yiğitler
Vatan bize yar olmaz
Başı bozuk yaylada
Pusuları kurdular
İki yaşında yiğit
Kürşad'ımı vurdular
Bundan gayrı düşmanım
Bayrağa ters bakanlar
Artık hesap vermeli
Dağı taşı yakanlar
Meleküt aleminde
Destan olan can bizim
Dalgalansın bayrağım
Üstündeki kan bizim
Dört aylık bebeklere
Kurşun sıkan nerdesin
Nereye gidersen git
Öleceğin yerdesin
Hükmü ilâhi varsa
Belki korur Yaradan
Kan düşmanı olmuşuz
Çekilsinler aradan
Bu vatanın ekmeğii
Gözünüze durmalı
Yiğit bir can gelmeli
Sizden hesap sormalı
Sefai'yem yaşamak ki
Bundan gayrı ar gelir
Ay yıldızlı bayrağa
Bu yeryüzü dar gelir!
AŞIK SEFAİ
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar
Ne olurdu yazmasaydım
Ben bu kara yazıyı
Bilmeseydi namert soysuz
İçimdeki sızıyı
Yıldızların isyanı var
Hilâl taşıyan felek
Damla damla kan akıyor
Delik deşik bu yürek
Al rengine kara bağlar
Yastadır deli gönül
Aşık'ın olmuşum senin
Hastadır deli gönül
Renginde şehitlik gizli
Hilâlinde mana var
Yüreğimde saklamışım
Kurbanında kına var
Toprağa düşse yiğit
Ölüm güç verir bize
İnancıma teslim oldum
Zulüm güç verir bize
Uğrunda ölen yiğit
Kim ne bilsin ne kadar
Geriye ne can kaldı
Hepsini kurban adar
Yamacında gezindiğin
Şimdi dağlar ağlasın
Bayrağım hançerlendi
Şimdi çağlar ağlasın
Bayrak yere düşerken
Alkışlayan piçleri
Kahredecek Türk milleti
Destek veren güçleri
Susmayın ey milletim
Bayraksızda ar olmaz
Susar ise yiğitler
Vatan bize yar olmaz
Başı bozuk yaylada
Pusuları kurdular
İki yaşında yiğit
Kürşad'ımı vurdular
Bundan gayrı düşmanım
Bayrağa ters bakanlar
Artık hesap vermeli
Dağı taşı yakanlar
Meleküt aleminde
Destan olan can bizim
Dalgalansın bayrağım
Üstündeki kan bizim
Dört aylık bebeklere
Kurşun sıkan nerdesin
Nereye gidersen git
Öleceğin yerdesin
Hükmü ilâhi varsa
Belki korur Yaradan
Kan düşmanı olmuşuz
Çekilsinler aradan
Bu vatanın ekmeğii
Gözünüze durmalı
Yiğit bir can gelmeli
Sizden hesap sormalı
Sefai'yem yaşamak ki
Bundan gayrı ar gelir
Ay yıldızlı bayrağa
Bu yeryüzü dar gelir!
AŞIK SEFAİ
23 Eylül 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sevimli Kediler Avcı Biraz üzüm toplayayım... Kuş mu geçti ne? Acelem var uzaktan geliyorum. Üüfff amma uzak... S...
-
Vur ozan tellere özgürcesine Milli egemenliktürküsüdür bu Dinle hak kulak ver Türk’ün sesine Milli egemenlik ülküsüdür bu Sen bize ekm...
-
Atatürk ve İlim Dün işlerimi yetiştiremeyince buraya yazamamıştım. Bugün de şu ana kadar yazma imkanım olmadı. Şimdi ancak oturabildim ...
-
Yarın sabah diyerek işlerimizi sürekli olarak erteleriz sanki yarına çıkacakmışız gibi. halbuki işimizi günü gününe yapsak ne olur. Ama ru...
-
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın (1) Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların Semen-be...