Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın ?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
ARİF NİHAT ASYA
ARİF NİHAT ASYA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ARİF NİHAT ASYA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Eylül 2013 Pazartesi
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor...
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş<<Meçhul Asker>>diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış...
Bir el ki,ahiretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye faniler.
Öpelim temizse dudaklarımız...
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgarını kesmesin gövdeler...
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar,kasideler!
Geri gitsin alkışlar, geri...
Geri gitsin ellerin
Yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan
Dilekler yeter...
Yazın sarı,kışın beyaz
Çiçekler yeter.
Söyledi söyleyenler demin...
Gel süngülü yiğit,alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle,söz senin!
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor...
Ve bir Bayrak dalgalanmak için
Rüzgar bekliyor
Destanı öksüz,sükutu derin
<<Meçhul Asker>> in...
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...
Kim demiş<<Meçhul Asker>> diye?
ARİF NİHAT ASYA
Biri var bekliyor...
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş<<Meçhul Asker>>diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış...
Bir el ki,ahiretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye faniler.
Öpelim temizse dudaklarımız...
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgarını kesmesin gövdeler...
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar,kasideler!
Geri gitsin alkışlar, geri...
Geri gitsin ellerin
Yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan
Dilekler yeter...
Yazın sarı,kışın beyaz
Çiçekler yeter.
Söyledi söyleyenler demin...
Gel süngülü yiğit,alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle,söz senin!
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor...
Ve bir Bayrak dalgalanmak için
Rüzgar bekliyor
Destanı öksüz,sükutu derin
<<Meçhul Asker>> in...
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...
Kim demiş<<Meçhul Asker>> diye?
ARİF NİHAT ASYA
Bayrak
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum,senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
ARİF NİHAT ASYA
Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum,senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
ARİF NİHAT ASYA
Anne
İlk kundağın ben oldum yavrum,
İlk oyuncağın ben oldum.
Acı nedir,tatlı nedir bilmezdin;
Dilin,damağın ben oldum.
Elinin ermediği,
Dilinin dönmediği,
Çağlarda yavrum;
Kolun,kanadın ben oldum.
Dilin,damağın ben oldum...
Belki kıskanırlar diye gördükleri,
Sakladım gözlerden gülücüklerini
Tülün,duvağın ben oldum!
Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana,
“Onun annesi”diyorlar...
Bu yeter bir tanem,bu yeter bana
Bir dediğini iki etmeyeyim diye
Öyle çırpındı ki...
Ve seni öyle sevdim,
Sana o kadar ısındım ki...
Usanmadım,yorulmadım,çekinmedim
Gün oldu kırdın;
İncinmedim...
İlk oyuncağın ben oldum yavrum,
Son oyuncağın ben oldum!
Layık değildim;layık gördüler:
Annen oldum yavrum,
Annen oldum!
ARİF NİHAT ASYA
İlk oyuncağın ben oldum.
Acı nedir,tatlı nedir bilmezdin;
Dilin,damağın ben oldum.
Elinin ermediği,
Dilinin dönmediği,
Çağlarda yavrum;
Kolun,kanadın ben oldum.
Dilin,damağın ben oldum...
Belki kıskanırlar diye gördükleri,
Sakladım gözlerden gülücüklerini
Tülün,duvağın ben oldum!
Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana,
“Onun annesi”diyorlar...
Bu yeter bir tanem,bu yeter bana
Bir dediğini iki etmeyeyim diye
Öyle çırpındı ki...
Ve seni öyle sevdim,
Sana o kadar ısındım ki...
Usanmadım,yorulmadım,çekinmedim
Gün oldu kırdın;
İncinmedim...
İlk oyuncağın ben oldum yavrum,
Son oyuncağın ben oldum!
Layık değildim;layık gördüler:
Annen oldum yavrum,
Annen oldum!
ARİF NİHAT ASYA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Sevimli Kediler Avcı Biraz üzüm toplayayım... Kuş mu geçti ne? Acelem var uzaktan geliyorum. Üüfff amma uzak... S...
-
Vur ozan tellere özgürcesine Milli egemenliktürküsüdür bu Dinle hak kulak ver Türk’ün sesine Milli egemenlik ülküsüdür bu Sen bize ekm...
-
Atatürk ve İlim Dün işlerimi yetiştiremeyince buraya yazamamıştım. Bugün de şu ana kadar yazma imkanım olmadı. Şimdi ancak oturabildim ...
-
Yarın sabah diyerek işlerimizi sürekli olarak erteleriz sanki yarına çıkacakmışız gibi. halbuki işimizi günü gününe yapsak ne olur. Ama ru...
-
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın (1) Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların Semen-be...